Ben Kore dizilerini izlerken çok sıkılıyorum. Öncelikle dizinin büyük kısmı yüz ifadeleri üzerinden gidiyor. Adam üzüldüğünü belli etmek için 15 saniye geçiyor onun ifadesini kamera doğru düzgün verecek diye. Erkeklerin feminen görüntülü "karizmatik" maçolukları, kızların sürekli böyle utangaç oluşları, gülerken şirin olmaları, konuşmaları, ünlemleri, vurguları...neyse, bunlar tabii dizilerde, filmlerde görülebilecek şeyler ama kız ve erkek imajları sürekli aynı, bu da sıkılmama neden oluyor. Elbette sevdiğim filmleri var Kore'nin, yönetmenleri... Size bir site önereceğim, buradaki filmler hepsi Korece ve İngilizce alt yazılı. www.mysoju.com Bu adresten hiç para ödemeden ve üyelik işlemlerine gerek duymadan istediğiniz kadar film izleyebilirsiniz.
Benim ilk izlediğim film 200 pound beauty! Çok eğlenmiştim. Bir de bugün bir film izledim: A moment to remember! Alzheimer üstüne yapılmış bir film ve konu güzel de işlenmiş.
Degu'ya ilk geldiğim yıl okulun kampüsünde, kampüs güzel diye, bir dizinin bölümünün bir kısmının çekimleri yapıldı. Yabancı arıyorlarmış, beni de çağırdı arkadaşlar, şu kadar para alacaksın dediler, gün de Pazardı. Ben de, matrak bişey olur diye kabul ettim, keşke etmeseydim. Tüm günümü yediler ve şunu anladım, dizi çekimleri çok sabır iteyen birşey, ve kesinlikle o mesleğe inanıyor, onunla mutlu oluyor olmanız gerek, yoksa yapamazsınız. Benim için hayatımın en saçma günlerinden biriydi, ordan oraya anlamsız gidiş gelişler. Evcilik oynar gibi. Evcilikler bile tüm gün sürmüyordu küçüklüğümde, ve 2 dakikalık aynı sahneyi 50 defa tekrar etmiyorduk. O deneyimden sonra oyuncu (tiyatro oyunculuğu hariç) olamayacağımı anladım, sanki hayatta tercihlerim arasındaymış gibi konuşuyorum, değildi, ama olsaydı bile silerdim derhal. Oyunculuk yapanlara bol sabırlar diliyorum, hayatlarının büyük bir kısmını bir yönetmeni dinleyerek, makyajla yaşayarak, oyun oynayarak, kamera karşısında gecirdikleri için... Karşılığında bol para almalarını da normal karşılamak gerek çünkü gerçek yaşamlarından çok ödün veriyorlar bence... :(
Benim ilk izlediğim film 200 pound beauty! Çok eğlenmiştim. Bir de bugün bir film izledim: A moment to remember! Alzheimer üstüne yapılmış bir film ve konu güzel de işlenmiş.
Degu'ya ilk geldiğim yıl okulun kampüsünde, kampüs güzel diye, bir dizinin bölümünün bir kısmının çekimleri yapıldı. Yabancı arıyorlarmış, beni de çağırdı arkadaşlar, şu kadar para alacaksın dediler, gün de Pazardı. Ben de, matrak bişey olur diye kabul ettim, keşke etmeseydim. Tüm günümü yediler ve şunu anladım, dizi çekimleri çok sabır iteyen birşey, ve kesinlikle o mesleğe inanıyor, onunla mutlu oluyor olmanız gerek, yoksa yapamazsınız. Benim için hayatımın en saçma günlerinden biriydi, ordan oraya anlamsız gidiş gelişler. Evcilik oynar gibi. Evcilikler bile tüm gün sürmüyordu küçüklüğümde, ve 2 dakikalık aynı sahneyi 50 defa tekrar etmiyorduk. O deneyimden sonra oyuncu (tiyatro oyunculuğu hariç) olamayacağımı anladım, sanki hayatta tercihlerim arasındaymış gibi konuşuyorum, değildi, ama olsaydı bile silerdim derhal. Oyunculuk yapanlara bol sabırlar diliyorum, hayatlarının büyük bir kısmını bir yönetmeni dinleyerek, makyajla yaşayarak, oyun oynayarak, kamera karşısında gecirdikleri için... Karşılığında bol para almalarını da normal karşılamak gerek çünkü gerçek yaşamlarından çok ödün veriyorlar bence... :(
Yorumlar