Uzun süren sessizliği bozabilecek miyim acaba? Havalar çok soğuk bu da biraz mayışıklık getiriyor beraberinde. Oturup böyle hiç birşey yapmama isteği... Aslında iki gündür havalar iyi gibi. Mesela bugün -3˚C. Geçen hafta Pazar günü mesela çok soğuktu. Sabah uyandığımda havanın -18 olduğu bilgisini telefonda görünce, dışarı çıkmak istemedim. Aslında şunu da farkettim, -15˚C'den sonra pek de farketmiyor, heralde genelde donduğumuz için hissetmiyoruz.
Uzaktan Türkiye'de olan olayları izlemek biraz sinir bozucu olabiliyor zaman zaman. Öncelikle şu içki içme üzerine getirilen, yasak desen kabul görmeyen, "hayat tarzımı biçimlendirme yetkisini nasıl buluyor bu hükümet kendinde" desen, hayat tarzına müdahale zorbalıktır diyip temize çıkan laflar dolu ortalıkta. Alkolün fazlası zarardır ama Türkiye'de ben eğitimli, adablı olup da etrafını alkol yüzünden rahatsız etmiş insan çok tanımıyorum. Bizim "adabıyla iç" lafımız var, kimse kimseyi rahatsız etmekten hoşlanmaz, kimse etrafında sürekli sarhoş gezen insanlar görmek istemez, "o içmeyi bilmiyor" lafı da bu tür insanlardan rahatsız olduğumuzun göstergesidir. Sarhoşu taşımak istemeyiz, sınırımızı bilmemiz gerek, o sınıra yaklaştık mı, eyvallah demeyi bilmek gerek. Şimdi bunları yazıyorum, çünkü Türkiye'deki alkol içişiyle Kore'deki alkol içişi arasındaki farkları anlatıcam sizlere... Ayrıca, bizdeki bu alkol kullanımı üzerine getirilen yasaklar, düzenlemeler, her ne ise onları da destekleMEdiğimi belirtmek isterim. Uzaktan da olsa bu tartışmada eksik kalmayayım dedim...Benim de çorbada tuzum bulunsun!
Kore'de içki kültürü de Konfüçyus kültüründen payını almıştır. Öncelikle şıunu belirteyim, çalıştığınız işyeri müdürü, okul müdürü, üniversitelerde Profesörler, yada genel anlamda Hocalar (imamlar değil), yada şefin çalışanlarını zaman zaman yemeğe götürmesi Kore'de çok yaygın. Buna genellikle herkes katılır, bu yemekler iş yerindeki pozisyonunuz ve pozisyon atlamanız için de önemli aktivitelerdir. Kore'de içmek önemlidir. Eğer iyi içebiliyorsanız müdürünüz de bundan hoşlanıyorsa sizi kendine daha yakın hissedebilir. Hatta zaman zaman bu yüzden terfi bile edilebilirsiniz. Kadınların bu nedenle terfi edilmediğine dair çeşitli konuşmalara da şahit oldum. Aslında Kore filmleri veya dizileri izliyorsanız içkinin bu toplumdaki önemini daha da iyi farkdebilirsiniz. Diyelimki bir yemeğe gittiniz iş arkadaşlarınız herkes birlikte. Müdürünüz herkesi kadeh kaldırmaya davet etti. Bir kere ben alkol almıyorum olayı burada kabul görmüyor. İlle içmek zorundasınız, içmiyorsanız dışlanma ihtimaliniz çok yüksek. Soju (socu olarak okunuyor) geleneksel alkolleri ve sade içiliyor, tekila gibi minik bir bardağı var, ille bir defada içmek zorunda değilsiniz ama birisi size döküyorsa ve bu da sizin bir üstünüzse bir defada içmeniz gerekiyor (aslında alkol kültürü üstüne ayrı yazmam gerek). Yemek boyunca o size döktü bu döktü derken o kadar çok içmiş oluyorsunuz ki, saçmalamanız, yavaşlamanız, dengenizi kaybetmeniz ve hatta sızıp kalmanız burada çok yaygın. Şu adrese bakmanızı tavsiye ederim. İlginç örnekleri görebilirsiniz. Aman başbakan bu siteyi görmesin, Kore'yle ilişkileri keser falan...
Daha önceden yaptığım bir giriş vardı, alkollü iken araba kullanmama üstüne. İşte bu da Kore'nin kendi kültürünü tanıması ve kazalara önlem almasına dair. Gittiğiniz restorana arabanızla gidip yine arabanızla sarhoş sarhoş dönebilirsiniz, tek fark sürücüsü siz değilsiniz. Bu da "alkollü araç kullanırken kaza yaptı" denmesi şansını sıfıra indirmiş oluyor. Aslında buradaki vurgu bu bilince yönelik, alkollüyüm ve araç kullanmam çevreye, başka insanlara zarar, o yüzden birini arayayım da gelip beni ve arabamı alsın evime götürsün. Zaten evinize gidemeyecek durumdaysanız polis sizi evinize ulaştırıyor. Kore'nin güzel yönlerinden biri...
Uzaktan Türkiye'de olan olayları izlemek biraz sinir bozucu olabiliyor zaman zaman. Öncelikle şu içki içme üzerine getirilen, yasak desen kabul görmeyen, "hayat tarzımı biçimlendirme yetkisini nasıl buluyor bu hükümet kendinde" desen, hayat tarzına müdahale zorbalıktır diyip temize çıkan laflar dolu ortalıkta. Alkolün fazlası zarardır ama Türkiye'de ben eğitimli, adablı olup da etrafını alkol yüzünden rahatsız etmiş insan çok tanımıyorum. Bizim "adabıyla iç" lafımız var, kimse kimseyi rahatsız etmekten hoşlanmaz, kimse etrafında sürekli sarhoş gezen insanlar görmek istemez, "o içmeyi bilmiyor" lafı da bu tür insanlardan rahatsız olduğumuzun göstergesidir. Sarhoşu taşımak istemeyiz, sınırımızı bilmemiz gerek, o sınıra yaklaştık mı, eyvallah demeyi bilmek gerek. Şimdi bunları yazıyorum, çünkü Türkiye'deki alkol içişiyle Kore'deki alkol içişi arasındaki farkları anlatıcam sizlere... Ayrıca, bizdeki bu alkol kullanımı üzerine getirilen yasaklar, düzenlemeler, her ne ise onları da destekleMEdiğimi belirtmek isterim. Uzaktan da olsa bu tartışmada eksik kalmayayım dedim...Benim de çorbada tuzum bulunsun!
Kore'de içki kültürü de Konfüçyus kültüründen payını almıştır. Öncelikle şıunu belirteyim, çalıştığınız işyeri müdürü, okul müdürü, üniversitelerde Profesörler, yada genel anlamda Hocalar (imamlar değil), yada şefin çalışanlarını zaman zaman yemeğe götürmesi Kore'de çok yaygın. Buna genellikle herkes katılır, bu yemekler iş yerindeki pozisyonunuz ve pozisyon atlamanız için de önemli aktivitelerdir. Kore'de içmek önemlidir. Eğer iyi içebiliyorsanız müdürünüz de bundan hoşlanıyorsa sizi kendine daha yakın hissedebilir. Hatta zaman zaman bu yüzden terfi bile edilebilirsiniz. Kadınların bu nedenle terfi edilmediğine dair çeşitli konuşmalara da şahit oldum. Aslında Kore filmleri veya dizileri izliyorsanız içkinin bu toplumdaki önemini daha da iyi farkdebilirsiniz. Diyelimki bir yemeğe gittiniz iş arkadaşlarınız herkes birlikte. Müdürünüz herkesi kadeh kaldırmaya davet etti. Bir kere ben alkol almıyorum olayı burada kabul görmüyor. İlle içmek zorundasınız, içmiyorsanız dışlanma ihtimaliniz çok yüksek. Soju (socu olarak okunuyor) geleneksel alkolleri ve sade içiliyor, tekila gibi minik bir bardağı var, ille bir defada içmek zorunda değilsiniz ama birisi size döküyorsa ve bu da sizin bir üstünüzse bir defada içmeniz gerekiyor (aslında alkol kültürü üstüne ayrı yazmam gerek). Yemek boyunca o size döktü bu döktü derken o kadar çok içmiş oluyorsunuz ki, saçmalamanız, yavaşlamanız, dengenizi kaybetmeniz ve hatta sızıp kalmanız burada çok yaygın. Şu adrese bakmanızı tavsiye ederim. İlginç örnekleri görebilirsiniz. Aman başbakan bu siteyi görmesin, Kore'yle ilişkileri keser falan...
Daha önceden yaptığım bir giriş vardı, alkollü iken araba kullanmama üstüne. İşte bu da Kore'nin kendi kültürünü tanıması ve kazalara önlem almasına dair. Gittiğiniz restorana arabanızla gidip yine arabanızla sarhoş sarhoş dönebilirsiniz, tek fark sürücüsü siz değilsiniz. Bu da "alkollü araç kullanırken kaza yaptı" denmesi şansını sıfıra indirmiş oluyor. Aslında buradaki vurgu bu bilince yönelik, alkollüyüm ve araç kullanmam çevreye, başka insanlara zarar, o yüzden birini arayayım da gelip beni ve arabamı alsın evime götürsün. Zaten evinize gidemeyecek durumdaysanız polis sizi evinize ulaştırıyor. Kore'nin güzel yönlerinden biri...
Yorumlar
blogs really nice, keep it up! I'll go ahead and bookmark your site to come back in the future. Many thanks
my site - ten top casinos online